Homo Evolution

EN

13.02.2014 - 23.03.2014

Sanatçı son dönem işleri ile kendi sanatsal değişiminin içinden “homo evolution”a tanıklık ediyor.

Bir varoluş türü olarak “homo sapiens” modern çağlarda görülen kültür ve teknolojik ilerlemelerle birlikte, halen devam eden bir evrim içinde değişmektedir. Kendi dünyasını yaratan ve doğa ile birlikte evrim geçiren bu “yaratık” bazen içindeki varlığın dışına çıkıp bazen doğa ile yeniden bütünleşerek, kesintiye uğramayan süreçlerle evriminin sonraki aşamalarına geçmeye hazır varlıklar haline geliyor: bir insan, bir hayvan, bir melez… Farklı evrim süreçlerinin zamansal olarak yarattığı bu katmanlar, sanatçının doğal yaratım refleksi ve hayal gücüyle birleştiğinde gerçeküstü ve fantastik eserlere dönüşüyorlar.

Aslen heykeltıraşlık öğrenimi gören sanatçı bilim-kurgu, animasyon, fizik ve felsefeye dair geniş ilgi alanlarından doğan görsel birikimini, kendisi için görece yeni bir alan sayılan tuval yüzeyinde ve son derece rafineleşmiş tarzda, figüratif olanı aşarak temsil etmeye çalışıyor. Bilimsel yaklaşımların ortaya koyduğu “gerçeklik” ve insanın kendi varlığı üzerine daha bütüncül “sezgisel içgörü”sü, eserlerdeki evrimsel katmanlar olarak öne çıkıyorlar.

Sanatçının 2008’den beri devam eden desen çalışmalarındaki araştırmalarla gelişen figürleri tuval yüzeyine taşınıp, kompozisyonun dayattığı kurguyla ve gerçeküstünün hayali olanaklarıyla birleştiğinde, ilk bakışta kolay kavranamayan yapılara dönüşüyorlar.

Birbirleriyle bütünleşen veya ayrışan ilişkiler içinde, yer yer tanıdık parçalar halindeki bu fantastik, “biçimsiz” figürler, yine kendileri gibi gerçeküstü atmosferin hakim olduğu bir çevre içinde var olabiliyorlar ancak. Tamamen belirsiz bu çevre, rastgele kadrajlanmış ilişkiler bütününü gösterirken tüm temsiliyeti de tek bir “an”a sıkıştırarak ilerliyor. Biri diğerinden daha önemli olmayan, sürekli akan, oluş halinde ve kendi içinde çoklu olasılıkları barındıran dinamik anlara indirgenmiş bir bakışa.

Eserlerin tüm yüzeyine yayılan-işgal eden geniş renk skalası ise, bir yandan adeta “yapısöküm”e uğramış tek tek parçaların ayrı evrim süreçleri içindeki yerini, diğer yandan kendi bütünlüğüyle bir yapı oluşturan ve halen değişmeye-dönüşmeye devam eden “homo evolution”u vurgulayan, ifade dolu bir araç haline geliyor.

23 Şubat 2014 Pazar günü saat 15.00’da sanatçı Kerem Ağralı’nın katılımıyla sergi turu düzenlenecektir.